2025'te Ofisler Böyle Olacak

2025'te Ofisler Böyle Olacak
10 / 4 / 2010


“Yıl, 2025. Ada ofisine girdiğinde, baş üstü ışıklarına takılı sensor, Ayşe’nin üzerindeki ID etiketinden gelişini algılayıp, maviden yeşile dönecek. Elektronik sensörler masasının üzerindeki görev ışığını aydınlatacak, ısıyı Ayşe’nin rahat ettiği düzeyde ayarlayacak. Web yazılımı, takım arkadaşlarına onun masasına döndüğünü bildiren mesaj gönderecek. Ayşe’nin toplantıda olduğunu işaret eden monitör, artık müsait olduğunu göstermek için değişecek.” Bu sözler M-GEN Gelecek Planlama Merkezi kurucusu, fütürist Ufuk Tarhan’a ait.
Fütüristler ve insan kaynakları uzmanlarından, geleceğin iş dünyasını, ofis ortamını, ön plana çıkacak çalışanları tanımlamalarını istedik. Öyle gözüküyor ki bundan 15-20 yıl sonra her yer ofis haline gelecek.

Şirketlerde ast-üst ayrımlarındaki keskin hatlar yok olacak. Daha demoktatik, paydaşlık esasına dayalı organizasyon ve iş modeleri gelişecek. Esneklik artacak, bireysel çalışma modelleri, sadakat yok olacak.

Esneklik artacak
Teknolojik gelişim çalışma ortamının merkezlere ve lokasyonlara olan bağımlılığını zaten giderek azaltıyor. Diğer taraftan zaman yönetimi de teknolojik yeniliklerle kolaylaşıyor.
Geleceğin çalışma ortamında esneklik artarak önem kazanacak. İnsanlar tamamen mobil hale gelecek, her yerden çalışabilecekler.
Mobil çalışma ortamları, maliyet avantajı nedeniyle işverenler tarafından, esneklik yaratması nedeniyle de çalışanlar tarafından tercih edilecek. Dijital bir dünya ile büyüyen genç nesiller işverenlerinden tam teşekküllü bir IT ortamı isteyecekler. Çeşitli haberleşme ortamları, blogging, podcast, network ağları gibi teknolojiler çalışma ortamlarının ve sosyal hayatın bir parçası sayılacak.

Serbest çalışanlar çoğalacak
Gelecekteki iş modellerinde iş gezileri, sabit olmayan çalışma saatleri ve ev ortamında çalışma çok normal sayılacak. Böyle bir durumda uzaktaki kişilerin bir şekilde bilgiye ulaşması gerekeceğini söyleyen HRM kurucu ortağı Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka, “Değişen çalışma modelleri sayesinde bireysel çalışma modelleri tarih olacak. Yeni yazılım platformları sayesinde, birbirinden uzakta olan kişilerin, aynı grupta berabermiş gibi çalışabileceği bir iş modeli oluşturulacak ve birlikte yürütülen projeler ağırlık kazanacak. Yani ‘biz yaptık’ cümlesi daha çok duyulacak. Toplantılar, görüşmeler, fikir alış verişleri ve projeler bu tarz ortamlarda hayata geçecek ve verimlilik/zaman oranı artacak” diyor.
Hill International Türkiye Genel Müdürü Hazar Candan Wilson ise diğer taraftan bağımsız çalışmak isteyenlerin de artacağını söylüyor: “Bir şirket adına değil kendi adlarına çalışmak isteyecekler ve ‘freelance’ konsepti artacak. Her birey kendi uzmanlığında ‘freelance’ olarak farklı şirketlere hizmet verecek ve kendi esnek çalışma ortamını yaratabilecek.”

İş ve özel yaşam dengesi çok önemli hale gelecek
İş ve özel yaşam dengesi bugün artık başarıyı değerlendirmede merkezde bulunuyor. Sadece işte başarılı olmak kabul görmüyor. Gelecekte de bu durumun değişmeyeceğini söyleyen yönetici koçu Tülin Kahvecioğlu, “İnsanlar daha etkin ama daha az çalışıp, kendi isteklerine daha çok vakit ayıracaklar. Çünkü biraz sarsıcı da olsa bir öğrenme sürecinden geçiyoruz. İnsanın aynı anda pek çok şeyle ilgilenme ve değer katma kapasitesi de gelişecek. Bu, çalışma hayatına ve kurum kültürüne olumlu yansıyacak” diyor.

Sadakat rafa kalkacak
İngiltere Çalışma Bakanlığı’nın yaptığı bir araştırmaya gore, İngiltere’de bugünün gençlerinin, üniversite öğrencilerinin, 38 yaşına kadar, yani önümüzdeki yaklaşık 20 yıl içinde 10-14 farklı işte çalışacağı tahmin ediliyor. Yani gelişmiş dünyanın en önemli ekonomilerinden birinde gençler ortalama her iki yılda bir, çekirge gibi işten işe atlayacaklar. Başka bir araştırma ise ABD’nde her dört çalışandan birinin, son bir yıl içinde o işveren için çalışmaya başladığını; her iki çalışandan birinin ise 5 sene ve daha kısa süredir aynı işveren için çalıştığını gösteriyor.
Egon Zehnder International Yönetici Ortağı Murat Yeşildere, “Biz CEO’ların tepe koltuktaki ömrü kısalıyor derken, aslında iş dünyasında, her kademede ‘değişmeyen tek şey değişim’, yani işte, şirkette kalma süreleri kısalıyor. Çalışma ortamlarında geleneksel öğretme modellerinin olduğu, tek taraflı, tek merkezli süreçlerden, bireyin öğrenmesini kolaylaştıran paylaşımcı modele geçişin hızlanacağını göreceğiz. İş hayatında teknolojinin kullanımı artacak; teknolojinin de desteği ile yerinde çalışma modellerinden dağınık çalışma modellerinin popülaritesi artacak” diyor.

Nesil çatışmaları artacak
Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka, yeni çağın en önemli sorununun çoklu nesil çatışmaları olacağına dikkat çekiyor: “Uzayan yaşam ömürleri ve çalışma süreleri nedeniyle 3 farklı kuşak bir arada çalışacak. Nesiller arası farkın etkin yönetilememesi ve farklı yaş guruplarının birbirine anlayışsız davranması iş yerindeki temel mutsuzluk ve verimsizlik kaynaklarını oluşturuyor” diyor.
Çalışma hayatına son 10 yılda girmiş olan yeni nesil daha bireysel hareket etmeyi ve çalışma ortamında esnekliği tercih ediyor. İş ve özel yaşam dengesi onlar için halihazırda çok önemli. Şirketler de bu beklentileri karşılamak ve çalışanlarının performansını artırmak için yeni eğitimler ve uygulamalar getirmeye devam ediyorlar. MY Executive Yönetici Ortağı Müge Yalçın, “Çalışanlara sağlanan yan faydalara da onların ihtiyaçlarına göre esneklikler getiriliyor. Kişi alışveriş çeki, spor salonu üyeliği, yaz tatili paketi gibi seçeneklerden çalışan kendisine en uygun olanı seçebiliyor. Şu anda Türkiye’de çok az şirketin uyguladığı bu sistem, ileriki yıllarda daha yaygın olarak kullanılacağa benziyor” diyor.

Yeşil yaka çalışanlar gelecek
Gelecekte şirketlerin sosyal sorumluluk faaliyetleri hızını daha da artıracak. Günümüzde tüketiciler de şirketlerin sosyal sorumluluk projelerini değerlendirme konusunda bilinçli davranıyorlar. Şirketler de bunun farkındalar ve projelerin ardı arkası kesilmiyor. Bu gidişat gelecekte de artarak devam edecek. Ufuk Tarhan, “Kendimizi, birbirimizi ve hatta dünyayı yok etme kapasitemizin ve olanaklarımızın olduğunu fark ettiğimiz bir çağdayız. Bu nedenle ‘yeşil yaka’ dediğimiz tür işler ve çalışanlar çok ama çok artacak. Bu çalışanlar çok güvenilir kabul edilecekler. Bu alanlarda kendilerini pozisyonlamayan kurumları insanlar sevmeyecek, istemeyecekler. İlk akla gelenler topluma katkı verenler olacak” diyor.

Her şey kişiselleşecek
Verimlilik, motivasyon, katma değer, kárlılık, başarı, ücret, fiyat gibi tüm kavramlar, hedefler, iyiler-kötüler, eğitim, pazarlama, iletişim, iş modelleri vb baştan aşağı değişecek ve bunlar çok hızlı olacak.
Her alanda servis, hizmet sektörü gelişerek, kişiselleşecek. Kişisel koçluk ve asistanlık hizmetlerine talep artacak. Birçok alanda, freelance, saate, sayfaya, projeye, döneme vs dayalı parçalı, esnek zamanlı hizmetler, butik danışmanlıklar artacak. Kişisel marka olmak, belirli alanlarda uzman, en iyi bilen olarak isim yapmak daha da önem kazanacak.
Kişisel girişimcilik artacak, herkesin fatura kesebileceği bir vergi numarası olacak.
Emeklilik kavramı önemini yitirerek yerini, herkesin, her yaşta becerisiyle uyumlu her alanda iş yapabileceği bakış açısına bırakacak. İnsanlar isterlerse ömür boyu çalışıp, eğitim alabilecekler.
Kadınlar iş piyasalarındaki paylarını arttıracaklar. Kadınların bilime ve teknolojiye katkılarında kayda değer bir artış gözlenecek.
Her yerden iş yapılabileceği için bedensel engellilerin iş hayatına katılımında da bir artış olacak.
Şirketlerin bugünkü sosyal sorumluluk alanındaki duyarlılıkları ve faaliyetleri daha da artacak.

İşyerleri internet kafelere benzeyecek
Tıpkı ürün alışverişinde olduğu gibi, birey ve kurumlar, insan emeğini, aklını da dilediği kadar, dilediği yerden, esnek koşullarda almayı tercih edecek (Eğitim hizmetleri de dahil). İş yerleri giderek internet kafelere benzeyecek.
Esnek, mobil, değişmesini bilen, öğrenmesini bilen bireyler iş hayatında ön plana çıkacak. Dijital bir dünya ile büyüyen genç nesiller işverenlerinden tam teşekküllü bir IT ortamı isteyecekler. Çeşitli haberleşme ortamları, blogging, podcast, network ağları, gibi teknolojiler çalışma ortamlarının ve sosyal hayatın bir parçası sayılacak. Gelecekteki iş modellerinde iş gezileri, sabit olmayan çalışma saatleri ve ev ortamında çalışma çok normal sayılacak.
Bilgi paylaşım araçlarının hemen hepsinin telefonlara sığdığı bu çağda, sanal bulunma (virtual presence) diye bir kavram gelişecek. Aynı anda 3 boyutlu olarak bir kaç yerde birden bulunmak mümkün olacak. Home ofislerin yaygınlaşmasına da önayak olacak bu gelişim, arkadaşlık ve sosyal etkileşimin azalması ile doğabilecek bir takım sorunları kaçınılmaz olarak beraberinde getirecek.
Yeni yazılım platformları sayesinde, birbirinden uzakta olan kişilerin, aynı grupta berabermiş gibi çalışabileceği bir iş modeli oluşturulacak ve birlikte yürütülen projeler ağırlık kazanacak.

Hiyerarşi azalacak
Farklılıkları yönetebilen yöneticiler daha başarılı ekiplere sahip olacak. Yine insanlardan farklı olmaları beklenecek çünkü farklılıklar kurumdaki yaratıcılığı tetikleyecek. Çok seslilik yenilikçi ve yaratıcı şirket kültürlerine ön ayak olacak ve bu durum rekabetçi avantaj sağlayacak.
Sorgulayan, katılımcı, sadık, pozitif, girişimci, inisyatif kullanan, özerk karar verebilen, risk alan ve problem çözen kişilikler ön planda olacak. Mutlu çalışanlar, yani doğru işi yapan, işini doğru yapan verimli kişiler tercih edilecek.
Yöneticilerden baskın ve talepkar olmasından ziyade destekleyici ve teşvik edici olması beklenecek. Özellikle yeni kuşak yeni nesil yöneticileri ve yeni yönetim stillerini belirleyecek.
Hiyerarşilerin azalacağı, daha yatay ve yaygın organizasyonlar ön plana çıkacak. Güçten ziyade, ikna kritik önem kazanacak.
Çalışan mutluluğu ön planda olacak. Çünkü mutlu çalışanlar daha verimli ve daha karlı şirketler demek. Bu kadar teknolojik ortamda duygusal davranış ve bağlantıyı koruyor ve kuruyor olmak, bir anlamda sanal durum ile gerçek duyguların entegrasyonunu başarabilenler ipi göğüsleyecek.

Hangi çalışan profili kazanacak?
Çalışma hayatına kendilerini hazırlarken ve iş hayatına atılırken, gençlerin becerilerini çeşitlendirmek konusunda proaktif bir yaklaşım içinde olmalarını tavsiye eden Egon Zehnder International Yönetici Ortağı Murat Yeşildere, “Eğitim şart! Ama daha önemlisi sürekli eğitimin şart olduğunun algılanması. Yeni lisanlar öğrenmek, yeni kültürler tanımak, farklı ortamlara adapte olabilmek, mobilitelerini artırmak gençlerin rekabet avantajını artıracak. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, içinde bulunduğumuz sene, yani 2010 yılında, çalışanlar tarafından en çok talep edilecek ilk 10 işin dördü, altı sene önce, 2004’de bilinmiyordu dahi. Hatta İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, dört yıllık bir üniversiteye kaydolan ve teknik eğitim alacak bir öğrencinin birinci yılında öğrenebileceği bilgi miktarının yarısı, 3. eğitim yılının sonuna kadar güncelliğini, geçerliliğini yitirecek. Dolayısıyla öngörüde, tahminde bulunmak kehanetten ileri gidemez. Dünya çok hızlı dönüyor ve daha da hızlı dönecek” diyor.

Akıl, bilgi ve teknolojiyi duygulara hitap edecek şekilde rasyonalize ve entegre edenlerin, yönderlik (lider+yönetici) özelliği taşıyanların kazanacaklarını söyleyen Ufuk Tarhan’a göre: En tepede daima esnek, adaptasyon gücü yüksek olanlar, hacı yatmaz gibi hemen kalkabilenler olacak.

Sonra:

Akıllı, odaklı, stratejik, sürdürülebilir, algoritmik düşünebilenler

Bilgili, konusunda uzman olacak ve sürekli öğrenecek, ekiplerine rehberlik, ‘yönderlik’ edenler

Sosyal bilimlerde, sanatta, sporda dahi olsa, işini, uzmanlığını teknolojiyle entegre edebilenler

İngilizce’yi mutlaka; Çince, Rusça ve Arapça’yı ikinci dil olarak bilenler gelecek.

Ufuk Tarhan, “Gelecekte meslekler değil, beceriler, becerikliler öne çıkacak. Tüm meslekler tamamen dönüşecek. Mesleklerin teknik kısımları robotlar tarafından yapılacak, onları yorumlamak ve anlamlandırarak faydaya, ürüne, hizmete dönüştürmek tasarımcı, yaratıcı insanlara düşecek. O yüzden insanlar sevdikleri alanlarda teknolojik uzmanlık kazanarak, ileri düzeyde danışman, yorumcu haline gelecekler. Bu noktada da becerileri önem kazanacak” diyor.

HRM kurucu ortağı Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka, gelecekte öne çıkacak meslekleri şöyle sıralıyor:

– Internet pazarlama uzmanları
– Fütürist danışmanlar
– Yönetici menajerliği
– Koçluk
– Network uzmanları
– Web uzmanları
– Sürdürülebilir iş modeli uzmanları
– Bilgisayar mühendisliği
– Elektrik elektronik mühendisliği
– Ergonomi mühendisliği
– Hukuk
– Biyoloji ve gen uzmanları
– Her alanda kişisel, özgün hizmet sağlayıcılığı,
– İçerik yaratıcılar
– Tasarım guruları
– Enerji ve kaynak müfettişleri…

10 Nisan 2010 Hürriyet İ.K.