Kurumsal Girişimcilik Şart

Kurumsal Girişimcilik Şart
15 / 3 / 2010


Kurumsal Girişimcilik konusunun paylaşıldığı toplantıda hemen herkes günümüz koşullarında daha uzun ömürlü ve sağlıklı büyüyen şirketler için yeni bir kavram olan kurumsal girişimcilik modelini yakından tanınması ve uygulanması gerektiği konusunda birleşti.

HRM Danışmanlık İstanbul Ofisinin açılması nedeniyle 11 Mart 2010 tarihinde İstanbul’da düzenlenen 200′ yakın üst düzey yöneticinin katıldığı toplantıda Kurumsal Girişimcilik konusu ele alındı. HRM Kurucu Ortağı Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka toplantının açılış konuşmasına şu vurguyu yaparak başladı: Bir insan kaynakları firmasıyız ancak biz de kurumsal girişimcilik modeli ile büyüdük ve bu kavramı yaşayarak öğrendik. Kurumsal girişimciliği; firmaların gücünü arttırması ve sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirebilmesi amacıyla, yeni fırsatlar yaratarak risk alma, inovasyon, proaktivite ve aktif rekabetçiliğe yönelik tüm eğilim ve davranışların bir bütünü olarak tanımlayan Nazlıaka, zorlayıcı koşulların ve hızlı değişimin, en başarılı şirketlerin bile rekabet üstünlüklerini korumak için sürekli yenilenmelerini gerektirdiğini belirtti.

Şirket ömürleri çok kısa
Kurumsal girişim kavramının kapsamının genişlediğinin sıkça vurgulandığı toplantıda çeşitli gelişmeler nedeniyle şirketlerinin ürünlerinin ömürlerin sınırlı olduğu en çok dikkat edilmesi gereken konu olarak öne çıktı.

HRM’in Istanbul Ofis Yöneticilerinden Ayşegül Davutoğlu tüm dünyada KOBİ’lerin ortalama 12.5 yıl var olabildiğini, Türkiye’de tüm ölçeklerdeki firmaların yaşam süresi ortalamasının ancak 12 yıl olduğunu aktardı ve şu önemli noktalara dikkat çekti: ‘Uzun yaşayan şirketler, içinde doğmuş oldukları sektörlerde kalmıyorlar. Bunların neredeyse tümü, sonraki yıllarda farklı sektörlere de yatırım yapıyor. Kurumsal girişimcilik bu noktada şirketler için hayati önem taşıyor.’

Girişimci yöneticiler öne çıkıyor
Şirketlerin ömürlerini, ürün ömürleri kadar belirleyen diğer bir konunun ise yönetim anlayışı ve insan kaynağı olduğu çok açık olarak vurgulandı. Dr. Sema Süvarioğlu, dünyadaki lider kurumların artık geleneksel yöneticiler ile çalışmak istemediğini, kendini işin sahibi kadar işe verebilen ve sorumluluk seviyesi yüksek “Girişimci Yöneticiler” aradığını söyledi. Eskiden hiyerarşik düzene katı olarak bağlanmış kurumların, artık daha çok özgürlüğe, yaratıcılığa, sevdiği işi tutku ile yapan insanların kalitesine dayanmak için sistemler geliştirdiğini belirten Süvarioğlu, hem kurum hem de bireyler için yeni vizyonlar, strateji ve hedefler belirlemenin, artık sadece CEO’ların ya da yöneticilerin değil, herkesin sorumluluğunda olduğunun altını çizdi.

Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut ise kurumsal girişimciliğin yönetimini kurumda içeriden üstten ve içeriden alttan şeklinde rollerle açıklarken girişimci yöneticilerin içeriden üstten rolünü üstlendiklerini belirtti. Bu yolla başarıya ulaşabildiğini ama asıl önemli ve zor olanın kurumsal girişimcilik ruhunu tüm şirkete yayabilmek olduğunu belirten Erkut, dünyadan ve Türkiye’den örnekler vererek konuya açıklık getirdi. Erkut, kurumsallaşmanın çok önemli olduğunu ancak kurumsallaşmanın girişim karşısında bir engel haline gelebilme olasılığının da bunduğuna vurgu yaptıktan sonra şu konuya dikkat çekti: ‘Kurumsal yapı içinde; yönü net belirli, alanı belirgin şekilde tanımlanmış, yapacakları ile ilgili kesin sınırları olan ve eğitiminden gelişimine yapacakları planlanarak desteklenen kişilerin kurumsal girişimcilik ruhunu yaşamaları zorlaşmaktadır.’

Ödül sisteminin yenilenmesi, kazanç paylaşım sistemi kurulması, çalışanların inisiyatif kullanmalarını zorlaştıracak tüm prosedürlerin yeniden düzenlenmesi, esnek yönetime geçilmesi, çalışanların belirlenmiş işleri dışında işlere belirli oranlarda zaman ayırmaları konusunda esneklik ve özgürlük sağlanması hatta zorunluluk, yenilikçiliğin teşviki gibi ve benzeri yollarla kişilerin kurumsal girişimcilik doğrulturunda yönlendirilebileceklerini belirten Erkut konun uygulamalarını ve özelliklerini aşağıdaki gibi özetledi.

Yapılan uygulamalar birkaç başlıkta toplanıyor:

Çalışanı tanıma (mutlu, başarılı ve önemli hissetmelerini sağlamak)
Yönetimin hedef ve hayallerini tüm çalışanları ile paylaşması
Ödüllendirme sistemleri (çalışanı takdir etme)
Kurumsal girişimcilik programları (ilgili yetkinlikleri geliştiren eğitimler vb.)
İnisiyatif kullanmaya açık, esnek bir şirket kültürü ve ortamı yaratmak Girişimcilerin ve “Kurumsal Girişimciler”in ortak özellikleri ise şunlardır:

Yenilikçi
Risk almayı seven
Proaktif
Özerk davranan
Azimli
Hayal kurmayı seven
İstekli (içsel motivasyonu yüksek)
Tutkulu Bunlar bugünün ve geleceğin yetkinlikleridir, firmalar daha dinamik ve kompleks bir ortamda hayatta kalabilmek ve başarılı olabilmek için bu profildeki kişilerle çalışmak isteyeceklerdir diyen Erkut bu durumda yapılması gerekenleri şu şeklide açıkladı:

Firma sahipleri/yöneticileri, örgüt yapılarını farklılaşan koşullara adapte etmek zorundalar. Değişimin hızı ve yoğunluğu karşısında esnek yönetim sistemlerine ihtiyaçları var. Yapısal esneklik olgusuna önem veren, yeni koşullara adapte olabilen, çok yönlü ve merkezi olmayan karar alma mekanizmalarının hâkim olduğu örgütlerin daha başarılı olacakları aşikardır.
Danışmanlar ve İnsan Kaynakları Yöneticileri, işe alımlarda “Kurumsal Girişimci” yetkinliklerine sahip kişileri seçmeye özen göstermeli; kurumun mevcut insan kaynağında var olan bu potansiyeli ölçecek ve geliştirecek sistemler geliştirmeli; kurumsal girişimciliği destekleyecek bir kurum kültürünün ve çevre koşullarının yaratılmasını sağlamalıdır.
Çalışanların ise kurumsal girişimcilik yetkinlerini geliştirmek yönünde kişisel çaba sarf etmelilerdir. Farklı ve özgündürler ama deli değiller

Etkinliğe katılan konuşmacılardan Silk & Cashmere markasının yaratıcısı Ayşen Zamanpur kendi girişimcilik hikayesinden yola çıkarak, ilham verici bazı ipuçlarını paylaştı. Ben de Erkut hocanın işaret ettiği gibi iyi bir kurumsal ortamda bulunurken, başarılıyken ve terfi ederken kendimi sıkışmış hissettim ve girişimciliğimi o ortamda yaşayamayacağım düşüncesiyle girişim yolculuğuna çıktım diyen Zamanpur; girişimcilerin düş kurduğunu ama hayalperest olmadığını, meraklı olduğunu ama mütecessis olmadığını, tutkulu olduğunu ama haris olmadığını, risk aldığını ama gözü kara olmadığını, biraz farklı ve özgün olduklarını ama deli olmadıklarını, fırsatları görüp, değerlendirdiklerini ama fırsatçı olmadıklarını söyledi.

15 Mart 2010 Dünya Gazetesi